• Öğretmen, açık seçik ve canlı anlatım becerisini geliştirmek için öğrencilere şu “tarifi” verir: “Kendini hikâyedeki kişinin (veya kişilerin) yerine koy. Gözlerini kapat ve onların hissettiklerini, düşündüklerini, endişelerini, umutlarını, …. vs. anlamaya çalış. Bütün bunları yazacağın yazıda anlat.” Açık seçik ve canlı anlatımın tarifi, ilk önce sınıf ortamında örnekler eşliğinde sözlü olarak ele alınır, sonra öğrenciler bunları dikkate alarak bir metin yazar. Uygun konu örnekleri: “Öğle Yemeği Yerken Masada Neler Konuştuk”, “Anne ve Babamın Memleketinde Yaşanmış Bir Olay”, “Büyükannem Gençliğinde Başından Geçenleri Anlatıyor”.
  • Yukarıda anlatılan tekniğe uygun başka bir açık seçik ve canlı anlatım tarifi: “Yazıya başlamadan önce gözlerini kapat. Yazacağın hikâyeyi düşün ve onu bir sinema filmi gibi kafanın içinde seyrettiğini hayal et. Şimdi olayları yazabildiğin kadar ayrıntılı yazmaya çalış.”
  • Anlatımı canlı kılmak için bir ipucu: “Doğrudan anlatım tekniğini kulla- nabilirsin, hikâyedeki kişiler doğrudan doğruya birbirleriyle konuşsunlar.” Bu alıştırmayı da ilk önce uygun örneklerle sözlü olarak ele almakta yarar var. Sonra öğrenciler bu yöntemi uygulayarak bir yazı yazarlar.
  • Yazılı bir metni canlı ve ilgi çekici kılmanın bir diğer yöntemi ise hikâyeyi 3. tekil şahıs yerine 1. tekil şahıs olarak yazmaktır (“o gitti,” yerine “ben gittim“). Yukarıdaki öneri ve teknikler de eklendiğinde, sonuç mutlaka canlı, ayrıntılı ve rahat anlaşılır bir anlatım üslubu olacaktır.
  • Resimli hikâyeler, canlı ve açık seçik bir anlatım tarzı geliştirmek için son derece elverişlidirler. Öğrenciler, konuyu bulmak ve geliştirmek zorunda kalmazlar, tüm enerjilerini canlı, ayrıntılı ve rahat anlaşılır bir metin yazmaya verebilirler. Yazılar hazırlandıktan sonra bunların okunup karşılaştırılması ve değerlendirilmesi önem taşımaktadır.
  • Resimli hikayeler, bir olayı yeniden anlatmak, canlı ve açık seçik bir anlatım üslubunu geliştirmek için iyi ve değerli yöntemlerdir (bkz. Ünite 18.3 ve Ünite 21).

Table of Contents